-->

13 Mayıs 2009

Bakmayın armasındaki kocaman İZMİR yazısına. Altay, İstanbul kulübüdür aslında. Hizmet ettiği, fayda sağladığı şehir İstanbul'dur.

Heryerde olduğu gibi İzmir'de de haybeden, laf olsun diye konuşan insan çoktur. Bu tarz insanların da en sevdiği geyiklerden biri, neden İzmir'in Süper Lig'de takımı olmadığı lakırdısıdır. Sanki kendileri bu durumu değiştirmek için büyük çabalar içindeymiş gibi tartışırlar dururlar. Peki bir İzmir takımı lige çıktığında ne yaparlar? O sezon bir kerecik maça giderler. Tuttukları İstanbul takımının, lige çıkan İzmir takımıyla maçı olduğu hafta. Yani, aslında amaç babadan oğula genetik bir hastalık gibi geçen, İstanbul takımı tutma sendromunu bir nebze olsun meşru kılmaktır. Hayatlarında bir kez olsun o takımların stadlarını bile görmemiş insanlar, biricik takımlarının ayaklarına gelme arzusuna yüzer yıllık İzmir kulüplerini alet ederler.

Peki bu arzuları bugüne kadar en kolay nasıl gerçekleşti? Tabii ki Altay sayesinde. Kitlelere hitap etmediği için belediye kulüplerine içerlenenler, toplamda 3000-4000 civarı bir grubu alakadar etmekten öteye gidemeyen Altay'ı desteklediler durdular. Bu sayede o çok sevdikleri İstanbul takımları, İzmir'de iç saha maçı gibi maçlar oynadı. Stadların %75'i misafir takıma ayrıldı. Bu ortamın hazırlanması için de her sene sanayiciler, iş adamları ve belediyeler, Altay'a milyarlarca lira para aktardı. İzmir halkının parası sürekli olarak İstanbul kulüplerinin turne masraflarına harcandı. Ve Altay yine Süper Lig'in kapısında. 15 Mayıs'ta Ankara'da play off oynayacak dört takımdan birisi. Eğer iki maç daha kazanırsa önümüzdeki sene Süper Lig'e yükselecek. Herkes birbirine müjdeli haberi vermeye başlayacak. Bir İzmir takımı yeniden birinci ligde denecek. Peki bunun romantik bir tatminden başka İzmir'e ne faydası olacak? Koca bir HİÇ.

1 yorum:

Ian_Fraiser_Willis dedi ki...

ellerine sağlık

-Ağır İşçi-

 
Meşale Kokusu