-->

6 Haziran 2009

Bahisle ilk olarak meyhane ve kahvehane köşelerinde tanıştık. O zamanlar beyaz sayfalar üzerinde 2. ligler de dahil dünyanın bütün liglerinden maçları elden oynardık. İnternet bugünkü kadar yaygın değildi. Yani öyle internetten de oynamıyordu kimse. Kupon tutturduktan sonra ise insanın içini bir korku kaplıyordu. Acaba paramı alabilecek miyim diye. Çünkü bir garanti yoktu. Elinde diğer kopyası da oynatanın elinde olan beyaz bir kağıt parçası oluyordu sadece. Bazı hikayeler de duyuyorduk. Yüksek para tutturanların paralarını alamadıkları gibi. Herkes birbirine güvenli bahis oynamanın bir yolu yok mu diye sormaya başlamıştı ki bazı siteler girdi hayatımıza. İnternetin yaygınlaşmasıyla herkes oralara yöneldi ve bahis, ülkemizde bir anda çok popüler oldu. Bunu gören devletimiz bahisi yasal bir çerçeve içine sokmaya karar verdi ve 2002 yılında İddaa'yla tanıştık.

İddaa genel müdürlüğünün ilk işi, internetten bahis oynanan siteleri kapattırmak oldu. Bu belki yasa dışı bahisi engellemek için doğru bi hamleydi ama bu süreçte birçok hata yapıldı. Öncelikle İddaa internet üzerine çok geç taşındı ve de reklamı bügünkü kadar yapılmadı. Ayrıca en az 4 maç oynama kuralı da bahisi geçmişten beri oynayanları şok etti. Bahisçiler köşeye sıkışmıştı. Çünkü İddaadan başka bahis oynatan bir kuruluş yoktu. İnsanları İddaa'dan soğutan bir diğer gelişme ise şike skandalının patlak vermesiydi. Bu olaydan sonra İddaa, alt liglerdeki alt/üst, ilk yarı/maç sonucu gibi oyunları kaldırdı. Seneler önce olan bu olaya ilk tepki geçtiğimiz ay Şansal Büyüka'dan geldi. Bu tepkiden sonra İddaa, bütün ikinci liglere bu oyunları koyarak olması gerekeni yaptı.

Gelelim İddaa'nın en büyük yanlışına. Aslında bu yanlış devletin politikalarından kaynaklanıyor. İddaa tekel haline getirildiği için bahis oranlarını istediği kadar düşük tutabiliyor. Örneğin bügün İddaa'dan oynadığımız bir kuponla, internetten oynayamadığımız kuponlar arasında 2-3 kat kazanç farkı oluşabiliyor. Böylece İddaa dünyadaki diğer şirketlerle aynı oranda gelir elde ederken, giderlerini minimuma çekmiş oluyor. Bwin gibi popüler bahis şirketlerinin Milan'a, Real Madrid'e sponsor olduğunu düşünürsek, devlet kendi eliyle İddaa'ya bu hızda para kazandırmaya devam ederse bu şirketi yakında arsızlığı abartıp Barcelona'ya forma sponsoru olmaya çalışırken falan görebiliriz. Ancak başka bahis şirketlerinin de pazara girmesine izin verilirse, oluşacak rekabet sayesinde bu oranlar dünyada sunulan oranları yakalayacaktır. Bu sayede biz bahis severler de yasa dışı yolları denemek zorunda kalmayacağımız adil bir bahis ortamına kavuşmuş oluruz.

2 yorum:

stiglitz dedi ki...

hoşgeldin aramıza pippo...

Unknown dedi ki...

Bu sorunu diger turk sirketlerindede yasiyoruz mesela digiturk!! rakip olmasi hem musteri memnuniyetini arttiriyor hemde sirketlerimizin yurtdisi standarlarina ulasmasini sagliyor fakat bizim ulkemizde ole beklentiler malesef dusunulmuyor.

 
Meşale Kokusu