-->

6 Haziran 2009

Gerçekleri görebilmek yetenek isteyen ve bir o kadar da fanatizmden uzak kalabilmeyi gerektiren bir süreçtir. Aziz Yıldırım’ın 1997 yılından itibaren Fenerbahçe camiası için canını dişine takarak, bilgi ve birikimini aktarmış olduğu hiç bir Fenerbahçeli'nin görmezden gelemeyecegi bir gerçektir. Kendi hayat tarzını sadece 'kazanmak' üzerine kurmuş bir insan olarak Aziz Yıldırım'ın düşünce yapısı, Fenerbahçe gibi milyonlara hitab eden bir kulübün menfaatleriyle bire bir uyuşmaktadır. Buna rağmen 11 yılda kazanılan kupa sayısının yapılan inşaat ihalelerinden daha az olması, Fenerbahçe başkanının hem başarısının hem de başarısızlığının göstergesidir. Bütün herkesin bir gerçeği görmesi lazımdır. Bu gerçek de Aziz Yıldırım’ın yıllardır Fenerbahçe'de sadece lokal başarılara imza atan, bana göre sıradan hatta başarısız sayılabilecek başkanlık öyküsüdür.
Başarısızlığa, Aziz Yıldırım'ın yıllardan beri sürekli tekrarladığı ama uygulayamadığı 'istikrar' sebep olmuştur. Sayın başkan istikrardan bahsederken aslında bunun kalpten savunucusu olmadığını, gözle görülür başarılar yaşatan Zico ve Daum gibi hocalari tek maçlık tansiyonlardan dolayı kulüpten ayırarak göstermiştir. İstikrar nedir? İstikrar, 70 yaşında, futbolcularla arasinda 3 jenerasyon bulunan, artik hayatının sonbaharını yaşayan, hiç bir lig başarısı bulunmayan, ruhsuz, takımlarının kazanması için her zaman itici güç olan taraftarları bile yıldıran bir hocayı, Fenerbahçe gibi Türkiye'nin genç nüfusuna hitab eden bir takımın başına getirmek midir? Yoksa Fenerbahçe'nin son dönemlerinde bir seneden fazla çalısmış sportif anlamda da başarılı olmuş hocalarla devam etmemek midir? Bu yapılan hatalar Aziz Yıldırım'ın futbolu ne kadar 'iyi' bildiğinin, sportif başarısızlık konusundaki istikrarının bir örneğidir. Dünya çapında yıldızları transfer ettiğini iddia eden başkan, sadece profesyonel futbol hayatının son demlerine yaklaşmış veya kulüplerinde performansları çöküş dönemine girmiş futbolcuları, oynadıkları kulüplerden daha çok para vererek alan bir politika izlemiştir. Bu oyuncular takıma sportif başarıdan çok kulübün popüleritesini arttırmaya yönelik başarılar kazandırmıştır. Bu futbolcuların getirilmesi ile menajerlerin ve futbolcuların cepleri doldurulmuştur.
Genel olarak ligimiz yaşını başını almış, sadece kazandığı paraya bakan, profesyonellik anlayışından uzak futbolcu ve teknik direktörlerle dolmaya başladı. Çok sevdiğimiz ligimizin Katar ligine göre tek cazip tarafı Şampiyonlar Ligi olmaya başladı. Fenerbahçe'nin de zaten bu sene Şampiyonlar Ligi'nde olamayacak olmasının sebebi de sadece kazandığı paraya bakan Josico ve Maldonado gibi, kulübe katkısı olmayan oyuncuların ve teknik ekibin transferine onay verenlerdir.
Yaptığı bu bariz sportif hatalara rağmen yakın zamanda yapılan kongrede, Aziz Yıldırım rakiplerini oldukça da büyük bir oy farkıyla geride bıraktı. Bu oy farkında kulübün mali açıdan ulaştığı nokta en büyük etken. Bu kurumsallaşma sürecinde Fenerbahçe'nin geleceği, yapılan tesisler ve arttırılan gelirler ile garanti altına alınmıştır. Tabii ki iyi bir yönetim anlayışının devam etmesi bunda en önemli şarttır. Seçimde, gelecek 3 yılda da şampiyonluk sözü vermesi Aziz Yıldırım'a seçimi kazandırdı ama bu söz onun sonunu da hazırlayabilir. Fenerbahçe'nin tarihinde 3 yıl üst üste şampiyon olamaması bunun o kadar da kolay gerçekleşecek bir hedef olmadığının göstergesi. Şahsen eğer Fenerbahçe seneye şampiyon olamazsa Aziz Yıldırımın kendi istifasını verecegini düşünüyorum. Diğer bir yandan eğer Aziz Yıldırım bu projeleri gerçekleştirirse Fenerbahçe taraftarının tek sevgilisi haline gelecektir.

2 yorum:

Kemal Mardin dedi ki...

hoşgeldin @migos...
sonunda aramızdasın.

Unknown dedi ki...

Bundan sonra bende sizlerle bilgi ve birikimlerimi sadece mesale kokusu icin paylasicam!!

 
Meşale Kokusu