-->

17 Ağustos 2009


Bank Asya 1. Lig'de bazı maçlar vardır ki, izlediğinize, izleyeceğinize pişman olursunuz. Parmakla sayılabilecek kadar az gol pozisyonu, orta sahada 30-40 metre içine sıkışan top kapma kavgası, değil 3, 2 pas bile yapamadan kaybedilen toplar ve safi fiziki mücadele yüzünden futboldan soğursunuz. İzmir'in iki Bank Asya 1. Lig temsilcisi, Altay ve Karşıyaka arasında, bugün oynanan İzmir TSYD Kupası Finali'nde de tam bu tanıma uyan bir oyun sergilendi. Açıkçası sezonun henüz başında, daha iki gün önce kırıcı birer maç oynayan iki takımdan da daha fazlasını beklemiyordum zaten.

Maça daha hızlı başlayan taraf Altay oldu. Birkaç defa ceza sahasına girip tehlike yarattılar, ancak bu tehlikeler şutla sonuçlanamadı. Oyunun ilk 15 dakikasında Karşıyaka defansı inanılmaz aksadı. Çok sayıda top kaybı ve pozisyon hatası yaptılar. 15'ten sonra Karşıyaka toparlayıp, oyunu Altay yarı sahasına yıkmaya başladı. Orta sahada daha çok topa hakim olan ve ayağa paslarla etkili olmaya çalışan bir görüntü sergilediler. Altay ise daha çok defans arkasına uzun toplar denedi. Maalesef, iki takımın girişimleri de sonuçsuz kaldı. Hücum bölgesine gönderilen her top defanslardan, duvara çarpar gibi geri döndü.

İkinci yarı, Karşıyaka'nın daha derli toplu gözüktüğünü söyleyebilirim. Timuçin, Serdar ve Emrah değişiklikleriyle dinamizm yakalayıp bir kaç pozisyona girdiler, ancak garip bir şekilde kaleye şut atmaktan çekindiler. Katı defansı aşamayacağını anlayan Altaylı futbolcular 30'dan şutlar denerken, Karşıyaka forvetleri ceza sahası içinde dahi pas yapmaya çalışıp pozisyonları erittiler. Son 10 dakikaya kadar Altay hemen hemen hiçbir şey üretmedi. 80'den sonra ise kontra ataklar ve basit defans hataları sonucunda birkaç pozisyona girdiler, ancak topu filelere göndermeyi başaramadılar. Nihayetinde son derece kısır geçen ve iki takımın da kazanmayı hak etmediği maçın normal süresi sona erdi ve penaltı atışlarına geçildi. Penaltılarda rakibine 4-3 üstünlük kuran Altay, TSYD Kupası'nı 17. kez müzesine götürdü. Bu kupayla beraber Altay, sezon öncesinde katıldığı 3 hazırlık kupasını da kazanmış oldu.

Maçtan Notlar

  • Her iki takım oyuncularında da form düzeyinin düşüklüğü bariz bir şekilde göze çarpıyor. Kondisyon eksikliklerini fiziki güçle ve sert müdahalelerle kapatmaya çalışınca bol bol faul yaptılar. Bu yüzden özellikle ikinci yarıda sürekli olarak oyun durdu. Topla oynanan süre ciddi anlamda çok düşüktü.
  • Karşıyaka'da Reha Kapsal 4-5-1 inadından vazgeçmiş, ancak sağ açık Güney'den forvet yaratma sevdası devam ediyor. Çok isteyerek aldığı Erçağ'ı iki maçta da denemedi.
  • Altay'ın ne oynamak istediğini gerçekten anlayamadım. Diziliş klasik 4-4-2 ama sistemin neyin veya kimin üzerine kurulu olduğu tamamen belirsiz. Fuat Yaman, maçtan önce gönderin ileri sekerse koşar vurursunuz demiş galiba.
  • Karşıyaka, sol bekte alternatifi olmamasının sıkıntısını daha ilk maçtan yaşadı. Serkan sakatlanınca yerini, orta saha oyuncusu Taha'yla doldurmaya çalıştılar. Bu maçı öyle veya böyle atlattılar ama sezon içinde böyle bir riski göze almaları büyük kumar olur.
  • İki takımın da beklerinin hücuma katkısı neredeyse sıfırdı. Zaten boylamasına dar olan oyun, bu yüzden bir de enlemesine daraldı. Uzunca bir süre maç, basketbol sahası kadar bir alanda oynandı.

1 yorum:

Özgür MERT dedi ki...

İki takım da haketmedi kupayı almayı. Mahalle maçından farksızdı. Oyuncuların kendine güveni hiç yoktu. Belki de tezahürata odaklandığımdan Karşıyaka'nın tek bir şutunu bile göremedim. Takımın toparlanması 5-6 haftayı bulur gibime geliyor. Umarım lig başlayınca daha güveni yerinde ve şanslı oluruz.

 
Meşale Kokusu