-->

26 Ekim 2009



Rıdvan Dilmen güzel özetledi dün gece, "sabaha kadar oynansa Fenerbahçe kazanırdı". Gerçekten de son zamanların en tek taraflı derbisi oldu. Peki neden oldu? Bir kere Fenerbahçe, daha maça 45 dakika varken ilk golü atıverdi. Arda Turan, kendisine meydan dayağı atmaya kalkan Fenerbahçeli futbolculara karşı belki o an sinmedi ama bu olayın etkisiyle maç esnasında öyle bir sindi ki moral bozukluğundan yürümeye dermanı kalmadı. Galatasaray hiç hesapta yokken en yaratıcı silahını kaybetmiş oldu haliyle. 2. gol ise maçın ilk dakikasında geldi. Milan Baros'un daha bismillah demeden sakatlanmasıyla bütün hafta yapılan planlar bir anda çöpe atıldı.

Böylesi bir maça 2-0, hatta Saraçoğlu etkisini de sayarsak 3-0 mağlup başlamak kolay değil tabii. İlk dakikadan itibaren oldukça şaşkındı Galatasaray. Fenerbahçe ise büyük bir kararlılıkla başladı maça. Orta sahada inanılmaz bir baskı uyguladılar. Galatasaray'ın orta üçlüsü, topu sürekli geriye oynamak zorunda kaldı. Defanstan topu oyuna sokma kavramına pek de aşina olmayan Servet - Gökhan Zan ikilisi de bu topları sürekli Fenerbahçeliler'in kucağına doğru şişirdi. Aralarda top yere iner gibi olduğunda defansın arkasına atmaya çalıştıları toplarda da Nonda sürekli ofsayta yakalanınca rakip kalenin yanına bile yaklaşamayan Galatasaray'a karşın dalga dalga gelen bir Fenerbahçe izledik.

Galatasaray'ın sorunu çoktandır belliydi ama bu maçta tescillendi. Bu sistemde orta sahada topu yönlendirebilecek tek adam Ayhan olduğu sürece ve defansta da Puyol, Popescu benzeri top tekniği yüksek savunma oyuncuları olmadıkça, Galatasaray, orta sahasına baskı yapan her kaliteli takıma yenilir. Topu yere indirip çok paslı oyun oynamak istiyorlar da daha ilk pas rakibe gidince az çok hesabı yapmak mümkün olmuyor. Yani aslında problem medyamızın öne sürdüğü gibi plan eksikliği değil, daha A planını oynamaktan aciz oyuncu kadrosudur. Rijkaard bunca yıllık tecrübesinden sonra en mükemmel oyun planını yaratmış. Bıraktığı mirasın İspanya'da neler başardığını her gün izliyoruz. Bu adam daha ne planı yapsın ki? Z'ye kadar planı olsa ne yazar?

Fenerbahçe cephesinde ise bu maç özelinde herkesin verilen görevi yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Yalnız Kazım'a ayrı bir parantez açmak lazım. Bir forvet için pozisyon bilgisinin ve pas alışverişlerinin zayıf olduğu açık ancak enerjisi, deliciliği ve gücüyle, daha iki maçta bu bölgenin çok ciddi bir alternatifi oldu. Daum bu formülü sezon boyunca sıkça uygulayacaktır. Semih'in başına bir bela daha çıktı. Üzülüyorum valla.

Özetlemek gerekirse, bir derbi daha geldi geçti. Fenerbahçe 3 puan kazandı, Galatasaray moral kaybetti. Bu köprünün altından daha çok sular geçer. Ne o 3 puanın hükmü kalır, ne de moral bozukluğu. Kavgası, gürültüsü, hakemin dikişleri falan çarşambadan sonra unutulur gider. 27. haftada da dünyanın en büyük derbisinde yaşayacaklarımıza ve yaşayamayacaklarımıza sanki ilk defa olan şeylermiş gibi tekrardan şaşırırız.

0 yorum:

 
Meşale Kokusu