-->

25 Ocak 2010



Bu hafta Süper Lig ekiplerinin, hele ki yılda en fazla on tane maçları yayınlanan Anadolu takımlarının ellerinde 'Teşekkürler Digiturk' pankartıyla sahaya çıkmaları benim kesinlikle anlayamayacağım bir zihniyetin ürünü. Eşi benzeri olmayacak bir görüntü. Düşünsenize mesela Coca-Cola çalışanlarının bakkallara ellerinde 'Teşekkürler Bakkal Amca' yazılı pankartlarla girdiğini, ürünlerimizi senin sayende tüketiciye ulaştırıyoruz, sen olmasan dağlarda mağaralarda yaşardık dediklerini.

Teşekkür çok para verildiği için ediliyor diyenler olabilir. Bu konudaki fikrimi de ihale sonrası belirtmiştim. Bir ürünün fiyatını piyasa belirler. Arz-talep meselesi. Mevzu bahis durumda arzın fiyat üzerinde etkisi kısıtlı. O yüzden esas etki talep tarafından kaynaklanıyor. Yani fiyatın görece yüksekliğinin tek sebebi talebin de yüksek olması. Örneğin ihaleye katılan bir firma daha olsaydı, fiyat muhtemelen daha da yukarılara çekilecekti. O yüzden kulüplerin illa teşekkür etmesi gereken bir şirket varsa o da Türk Telekom'dur. Digiturk'un karını kulüplerle paylaşmasını sağladılar.

Digiturk burada ticari bir faaliyet gerçekleştiriyor. Bu faaliyetten de önemli karlar elde ediyor. Yani yaptığı işi Türk futboluna iyilik olsun diye falan yapmıyor. Teşekkür beklediğini de hiç zannetmiyorum. Sonuçta ortada bir kazan-kazan durumu var. Kulüpler artan gelirlerle geliştikçe, Digiturk'un müşterisi artıyor. Digiturk'un müşterisi arttıkça da kulüplere daha çok para verebiliyor. Yani Digturk'e hayır kurumu muamelesi yapmanın hiç lüzumu bulunmuyor.

0 yorum:

 
Meşale Kokusu