-->

12 Şubat 2010


Tabii ki, en başta Bursaspor üzüldü bu akşam. 3-0'a 3-0'la cevap verip, 90'da mideye yumruğu yemek, üzülmekten de öte kahreder. Ardından kupayı belki de hepsinden fazla isteyen ve Fenerbahçe'ye karşı şansı bir türlü tutmayan Trabzonspor. Ufukta muhtemel senaryolar arasından en kötüsü olan Fenerbahçe finali gözüktü. En az bu ikisi kadar, Galatasaray da üzüldü haliyle. Ligde ikram yarışına giriştikleri rakipleri, kötü oynayıp turu geçerken, onlar iyi oynayıp elendiler. Bir akşam sonra Fenerbahçe de elense, eleştiriler bir anda azalacaktı şüphesiz. Medyanın bir kısmı da üzüldü tabii. Guiza'nın golü az yazı değiştirmemiştir. Yarın, son dakika mucizesini yazmak yerine, ortalığı kızıştırmak, ben demiştimli cümleler kurmak, derinlerde birikenleri ortaya kusmak, elbette daha kolay ve zevkli olacaktı bazıları için.

Her sene kupayı kaldıranlar başka başka takımlar olsa da, yükü mütemadiyen ve artarak Fenerbahçe'nin omuzlarına biniyor. Bu yüzden, acaba yine mi diye sorduran bu maçı zor da olsa atlattıklarından, en sevinçli taraf ise tabii ki Fenerbahçe. Guiza'nın golünün üzdüklerinin sayısı epey fazla, ama Fenerbahçe'nin de yancıları var. Onlar da, iki İstanbullu'nun elenişinden sonra tutunacak tek bir dalları kalan TRT ve Ziraat Bankası. Golden sonra reyting kaygısıyla oluşan sevinç yumağını görür gibiyim.

Dramatik bir son yaşandı bu akşam Bursa'da. İnancın zafere dönüşmesine çok az kalmıştı ama ilk maçtaki 45 dakikalık tutulmanın bedelini ağır ödedi Bursaspor. Guiza'nın çarpa seke ağlara doğru yuvarlanan vuruşunun ardından bir taraf başını ellerin arasına alırken, diğer taraf yumruğunu sıkıp olabildiğince havaya kaldırıyordu. Bir yanda üzüntü, bir yanda sevinç... Aynı her maçtan sonra olduğu gibi.

0 yorum:

 
Meşale Kokusu