-->

12 Nisan 2010


Portsmouth'un ahval ve şeraiti herkesin malumu. Aylardır sığınacak bir liman arıyorlar ama her yanaştıkları da Tuzla tersanelerinden farksız çıktı. Bu karabasanın arasında her sene Avrupa'nın en az bir liginde görmeye alıştığımız ama bizim topraklarda 'dahiyane' bir aklın ürünü statü yüzünden pek gerçekleşemeyen kupa sürprizini gerçekleştirdiler ve tarihin en eski kupası FA Cup'ta finale çıktılar.

Finalde rakip Chelsea. Hem iyi hem de kötü şans. Kötü çünkü kazanma şansları takdir edersiniz ki çok az. İyi tarafı ise Chelsea'nin Şampiyonlar Ligi'ne gidecek olmasından ötürü Portsmouth'un finalist kontenjanından Avrupa Ligi'ne gidişinin garantilenmesi. Ancak işin aslı böyle değil. Portsmouth'un önümüzdeki sene mücadele edebileceği yegane kupalar yine yerel olanlar olacak. Çünkü son başvuru tarihi 1 Mart olan UEFA Lisansı'na haklı olarak Avrupa'yla falan işleri olmayacağını düşündüklerinden başvurmadılar. Maalesef bu lisansa sahip olmayan takımların da hiçbir şekilde uluslararası şampiyonalara katılmaları mümkün değil.

İçinde bulunduğumuz sezonda aynı dertten muzdarip olan altı takım var. Bunlar İsrail'den Beitar Jerusalem (kupa şampiyonu), Letonya'dan Daugava Daugavpils (kupa şampiyonu), Bosna Hersek'ten Sloboda Tuzla ve Borac Banja Luka, Estonya'dan TVMK Tallinn ve Ermenistan'dan Ararat Yerevan. Seneye böyle bir liste yapıldığında aralarında Portsmouth da olacak ve listedeki takımların liglerini göz önünde bulundurursak bir İngiliz takımı olarak haliyle aralarında epey sırıtacak. Sanırım liglerinin marka değerini her şeyin üzerinde tutan İngilizler bugünlerde bu konuya epey kafa yoruyorlardır; nasıl oldu da böyle bir şey oldu diye.

Onlar ve fotoğraftaki 'abi' kadar olmasa da ben de üzüldüm bu duruma. Özel sempatim olan takımlardan birisidir 'Pompey'. Keşke sonları böyle olmasaydı. En çok da bu zor şartlarda gurur mücadelesi vererek Avrupa bileti alan futbolculara yazık oldu. Ne diyeyim? Umarım en kısa sürede toparlanıp geri dönerler.

0 yorum:

 
Meşale Kokusu