-->

20 Nisan 2010


İlk şampiyona günlüğü yazısından beri 15 gün geçmiş. Arada da epey gelişme oldu. En önemlisi, şampiyonayı yakından ilgilendiren NBA'de normal sezon sona erdi. İki temsilcimizin takımları playoff'a kalırken Hidayet'li Raptors playoff'a kalamamak için elinden geleni ardına koymadı ve sonuç olarak Chicago Bulls'a geçilerek 9. sırada kaldılar. Ne yalan söyleyeyim, epey sevindim. Hidayet'in boşu boşuna dört maç daha debelenmesi yerine, aklını toplamak için daha fazla süresi olmasını tercih ederim. Tabii bu süreyi hangi reklamda oynayacağına karar vermek için kullanmaması şartıyla.

Mehmet Okur cephesinde ise maalesef çok kötü bir haber aldık. Uzun zaman sonra ilk kez milli takım için ciddi ciddi hazırlık yapan yıldızımızın aşil tendonu koptu. 8 ay sahalardan uzak kalması bekleniyor. İlk başta bu süre 3-4 ay olarak açıklanmıştı ama anlaşıldı ki Denver'daki doktor yanlış tanı koymuş. Türkiye'deki ve Utah'taki doktorlarının MR sonuçlarını incelemesiyle yırtık olduğu söylenen tendonun koptuğu ortaya çıktı. Gerçekten yazık oldu. Mehmet'ten bu sene, önceki senelerin acısını çıkaracak bir performans bekliyordum.

Ersan'lı Milwaukee ise Atlanta'ya bir boy ufak gelecek gibi görünüyor. Seri 4-0'a giderse şaşmamak lazım. Olup olacağı da 4-1 zaten. Pragmatik tavrım burada da devam ediyor. Şahsen bu sene şampiyonada beklentimiz olan bütün oyuncuların sezonu bir an önce kapatıp konsantrasyonlarını milli takıma yönlendirmelerini diliyorum. Ersan da tabii ki bu sene en fazla katkıyı beklediğimiz yıldızlardan. Bu sezon gösterdiği çıkışı 2010'da da sürdürmesi tek temennimiz.

Bu arada yapımı 17 yıl süren Sinan Erdem Spor Salonu'nun basına tanıtımı yapıldı. Tamamlanması kendisine kısmet olan Kadir Topbaş da gururlu bir edayla tanıtımdaki yerini aldı. Hakkında çokça soru işareti olan salonun beklenenden iyi durumda olması ve hazırlıkların son sürat devam ettiğinin görülmesi yüreklere su serpti. Bana göre finaller sırasında bu salonda kapasitesinin de yardımıyla oldukça görkemli manzaralar ortaya çıkacak.

Bir diğer gelişme ise maskotla ilgiliydi. Yapılan oylamanın sonucunda %62 oy alan Bascat maskotun ismi oldu. Bascat ismi ve hatta direkt maskotun kendisiyle ilgili ciddi eleştiriler hala sürüyor ancak şunu hatırlatmak isterim: Bir şampiyonanın ardından en az akılda kalan şey genellikle maskotudur. Şu an bundan önceki spor organizasyonlarından aklınızda kalan beş tane maskot ve ismini sayın desem eminim çoğunluk zorlanacaktır. Fransa'nın horozu banko; gerisi hikaye. O yüzden çok takılmamak lazım bu konuya.

Son olarak Tab Baldwin'ini de atlamamak lazım. Tecrübeli antrenör Lübnan'ın başına geçti ve gruplarda, şöhreti yakaladığı Yeni Zelanda'ya karşı mücadele edecek. Türkiye'de de iki dönem çalışmış ve önce büyük beğeni toplamış, sonra şaşırtmıştı. Bakalım, şampiyona için en çok heyecanlanan ülkelerden biri olan Lübnan'ın başında neler yapacak? Lübnanlılar resmi siteye açık ara en fazla yorum bırakan millet. Neredeyse şampiyona ile yatıp kalkıyorlar ama bu işler salt heyecan duymakla olmuyor tabii.

0 yorum:

 
Meşale Kokusu