-->

23 Mayıs 2010


Kralın şehrinde kralcılar ve kral çıplakçılar. Ne final ama! Olmadı maalesef ama yine de Madrid'de en iyi yardımcı senaryo ödülünün kesin favorisi bir karşılaşma vardı bu gece. Usta-çırak veya boynuz-kulak, nasıl benzetirseniz benzetin, gecenin adını Jose Mourinho ile Louis Van Gaal'in gecesinden başka türlü adlandırmak, onlardan rol çalmak pek mümkün değil gibiydi.

Bu maçın favorisi yok diyenleri haklı çıkartırcasına dengede başladı maç. 10'da Robben'in sağdan inişini ve 18'deki Sneijder'in serbest vuruşunu yüreklerin ağıza geldiği nadir pozisyonlar olarak not düşerken finallerden futbol adına çok da umutlu olmamak lazım söylemi içses olarak kulaklarımda çınlamaya başlıyordu. Ne var ki Arjantin'in son gözdesi Diego Milito rol çalmaya aday ilk isim olarak sahneye çıktı. 35'te Julio Cesar'ın 70 metrelik pas degaj karışımıyla başlayan fast-break'te Milito, kontrol, pas, ara pasına koşu ve son vuruş meziyetlerinin hepsinden bir tutam sergileyerek İtalyanlar'ı 1-0 öne geçirdi. Golden sonra Inter'in tavrının ne olacağı geri kalan dakikaların nasıl seyredeceği hakkında en önemli ipucu olacaktı. Mourinho bu golle yetinecek miydi yoksa rüzgarı arkasına alan takımına, öldürücü darbeyi vurmadan bırakmayın mı diyecekti? Portekizli tabii ki ikinci seçeneğin büyüsüne kapıldı ve ilk hedefiniz Akdeniz'dir emrini verdi. 43'te ilk golün asistine imza atan Sneijder skoru 2-0'a getirip maçın portresine son rötuşları işleyebilseydi Mourinho da kenarda "coşmamak elde mi böyle bir akşamda" diye avaz avaz bağırmaya başlardı herhalde ama yine de soyunma odasına ince bir tebessümle ulaşabildi.

İkinci yarıya ise iki takım da hop beyler ne yapıyorsunuz, bir sakin olun ya dedirtmek için çıktı sanki. Üst üste sonuçsuz kalan pozisyonlarla başlayan devre, ister istemez yavaş yavaş catenaccio'nun Mourinho soslu servisiyle bezenmeye başlıyordu ki Diego Milito, kimse kusura bakmasın, bu gecenin başrol oyuncusu benim dedi. 70'de çalımlarla ceza sahasına giren Arjantinli klas bir vuruşla köşeyi bulduğunda Mourinho geç de olsa şarkısını söylemeye başlıyordu. Bayern Munich'in bu geceki rakibi başka hangi takım olursa olsun bir umut ışığından söz edilebilirdi ama Mourinho'nun Inter'inin 20 dakikada değil üç, maçı uzatmaya götürecek iki golü bile yiyebileceğini iddia etmek mahallenin delisi olarak anılmaya başlamak demekti. Nitekim kalan dakikalar kaçınılmaz olanın gerçekleşmesini beklemekle geçti ve Inter, Şampiyonlar Ligi'ni iki farklı takımla kazanan üçüncü teknik adam olarak tarihe geçen Mourinho'nun önderliğinde tam 45 yıllık hasrete son vermiş oldu.

0 yorum:

 
Meşale Kokusu