-->

17 Mayıs 2010


Saat 21:45'e yaklaşırken Beşiktaş'ta, normalde maç izlemeye pek de müsait olmayan bir mekanda televizyonun başındaydım. Kaderin bir cilvesi olarak Bursaspor'u destekleyen Beşiktaşlılar'la birlikte Fenerbahçe - Trabzonspor maçını izliyorum. Dakikalar ilerledikçe sebebinin soğuk olmadığını düşündüğüm bir titreme gelmeye başladı. Öyle bir konsantre olmuşum ki sanki Fenerbahçe'nin dalga dalga gelen ataklarında toplara kaleci Onur'la beraber uçuyorum. Bir Karşıyakalı olarak en büyük ikinci düşmanımın şampiyon olması için uğraşıyorum.

Sonunda bitmek bilmeyen dakikalar tükendi ve kendimi yüzümde aptal bir gülümsemeyle sanki benim takımım şampiyon olmuş gibi sevinirken buldum, ellerim havada Anadolu diye bağırırken. Anlayacağınız kimin şampiyon olamadığıyla hiçbir ilgisi yoktu bu halimin. Sadece Anadolu'dan bir şampiyon çıkmasıydı derdim. Haftalardır Bursa'yı destekliyorum diye bana kızan arkadaşlarıma hep şunu dedim: İsterse Göztepe şampiyon olsun ama artık Anadolu'dan bir şampiyon çıksın. Bu düzen bozulsun. Diğer takımlar da olabiliyormuş diyebilsin.

Ve sonunda oldu. Önümüzdeki sezon son şampiyonun Anadolu'dan olduğu bir lig oynanacak. Artık model belli. Eski düzene dönülüp dönülmeyeceğini Bursaspor ve diğer takımlar belirleyecek. Bundan sonra ipler İstanbul'un elinde değil. Umuyorum devamı gelecek ve her geçen gün daha adil, daha rekabetçi bir düzenin oturmasıyla bir gün büyük takım - küçük takım diye bir şey kalmayacak. Uzatmayayım. Bu sezon o formayı terletip, bileğinin hakkıyla şampiyon olan bütün Bursaspor'lu futbolcuları gözlerinden öpüyorum. Hepinize helal olsun.

Şampiyon Bursaspor! Şampiyon Anadolu.

0 yorum:

 
Meşale Kokusu