-->

11 Temmuz 2009

Henüz 22 yaşında ve Galatasaray'ın kaptanı. Peri masalı tüm hızıyla sürüyor. Arda Turan, Galatasaray'lı olmayan benim gibilerin de katılımı sayesinde, şu an Türkiye'nin açık ara en sevilen futbolcusu. İnanılmaz yeteneği, Milli Takım'da oynadığı futbol ve son dönemde çeşitli konular hakkında verdiği olgun demeçler sayesinde, kısa sürede taraflı tarafsız herkesin beğenisini topladı genç yıldız. Sonunda da beklenen ve olması gereken oldu; Arda Turan, dümene geçirilirken aynı zamanda Galatasaray'ın yeni 10 numarası da oldu.

Arda'nın bu ünvanı sonuna kadar hak ettiğine şüphe yok. Ancak, şartlar biraz farklı olsaydı, kaptanlık 22 yaşında gelir miydi? Orası tartışılır. Arda'nın kaptan seçilmesindeki en önemli dış etken, mevcut kadroda ona rakip olabilecek bir isim olmaması. Arda'nın kaptanlığa getiriliş sürecinde adı geçen diğer isimler olan Ayhan Akman ve Emre Aşık karakter bakımından kusur sahibi olduklarından, geriye tek bir seçenek kalıyordu. Tabii ki, karakter avantajı tek etken olmadı. Avrupa'dan ciddi talipleri olan Arda'yı yuvada tutmak, her geçen gün biraz daha zorlaşıyordu. Bir süredir kaptanlığı istediğini açık açık belirten Arda'nın ağzına bir parmak değil, petekle bal çalmak şart olmuştu. Yönetim verdiği bu kararla, Arda'nın en az iki sene daha Florya'da kalmasını garantilemiş oldu. Bu süreden sonrasını ise milyon Euro'ların miktarı belirler. Eğer Arda yükselişini devam ettirirse, Galatasaray'ın reddemeyeceği bir teklif alması muhtemel.

Artık Arda Turan'ın önünde çok büyük bir fırsat var. Vizyonu da misyonu da çok büyüdü. Kaptanlık sürecini başarıyla idare eder ve bu sırada Rijkaard'dan bir şeyler kapabilirse, milletimizi "Sergen biraz kendine baksa, Madrid'de oynardı" geyiklerinden kurtarıp, Avrupa'nın önemli kulüplerinden birinde gerçek anlamda oynayan ilk Türk futbolcu olabilir. Umarım da olur ve bizi gururlandırır.

Tebrikler Arda Turan. Başarılarının devamı dileğiyle...

 
Meşale Kokusu