-->

26 Mart 2010


Messina’nın olduğu yerde iddia vardır. Messina’nın olduğu yerde başarı vardır. Ve belki de en önemlisi Messina’nın olduğu yerde pes etmek asla yoktur. Real Madrid “El Clasico”’da aslında var olma maçı oynadı dün akşam… Kazanamamaları durumunda havluyu yere bırakacaklardı. Çünkü kim ne derse desin henüz Avrupa’da Barcelona’yı üç maç üst üste yenebilecek takım yok gibi gözüküyor. Messina bu seviyelerde yıllarca takım yönetti. Hatta CSKA Moskova diye öyle bir takım yarattı ki, tabiri caizse şuan ölüsü bile Caja Laboral (afili yazalım TAU Ceramica) karşısında caka sata sata 2-0’a getirdi seriyi… Real Madrid bu galibiyetle henüz bir şey kazanmadı. Ama ilk maçta oynadığı iyi basketbolun karşılığını bu sefer alabildi…

Ey Ruuuh
Caja Laboral ki eski adıyla Tau Ceramica’nın, eski iddiasında olmayan CSKA Moskova karşısında ne yaptığını lütfen biri çıkıp anlatsın. Bir takımın ismi değişti diye ruhu da mı elden gider…

Boya Aktı Gerçek Ortaya Çıktı
Yunanistan’daki ilk maçta Asseco Prokom’un Olympiacos’a kafa tutmasına çoğumuz şaşırmıştık. Ama ikinci karşılaşmada Polonya ekibi üzerindeki yalancı boyayı tamamen döktü ve takke düştü... Seri 2-0 oldu ki artık bu saatten sonra işler mucize ötesi…

Bize Tokat Lazımdı
Pini Gershon dün kazandıkları Partizan maçı sonrasında basın toplantısında ilk bu cümleyi kullandı. Aslında başlığı da bu şekilde atacaktım ama Real Madrid’in galibiyeti sonrası vazgeçtim.

11.500 taraftarın desteklediği Maccabi Tel Aviv, bu kez ikinci periyotta işi bitirdi. İlk maçta da üç periyot boyunca şarkılar söyleyen taraftarlar, dördüncü periyotta “hey orada bir şeyler oluyor” diyene kadar seride 1-0 geri düşmüşlerdi. Partizan istediğini önceden aldığı için sadece ikinci periyota kadar sıktılar kendilerini. Baktılar bu sefer olmuyor, evimizde biz bu işi bağlarız dediler. Bakalım Gershon’un dediği gibi o tokat kendilerine getirecek mi…

25 Mart 2010


Sonunda aradığımız taze kana kavuştuk. Artık üç kişiyiz. Bundan böyle önümüzdekimaçlarabakacağız da basketbol ağırlıklı yazılarıyla bizimle birlikte olacak. Kendisinin basketbol bilgisi en az nickinin uzunluğu kadar dikkat çekicidir. Yazılarını keyifle okuyacağınızı umuyoruz.


Maccabi Tel Aviv hafızalardaki o efsane kadrosunun hem mali nedenlerden hem de tedavülden kalkması sonrası ister istemez yeniden yapılanmaya girmişti. Bir sezonluk hayal kırıklığının ardından çoğu kişinin beklentisi de Nokia Arena’da oynanan ilk Partizan çeyrek final maçının kazanılması üzerineydi. Özellikle de karşılaşmaya inanılmaz bir şekilde başlanılması ve üç çeyrek sonunda da üstünlüğün korunması ağızları sulandırıyordu. Ama son periyotta işler hiç de iyi gitmeyince ve özellikle de Efes Pilsen’den de hatırlayacağımız Dusan Kecman’ın harikalar yaratmasıyla “Genç Partizan” büyük bir sürprize imza attı.

85-77’lik Partizan yenilgisi sonrası beklenmedik bir şekilde sakin olan Maccabi coach’u Pini Gershon soyunma odasında oyuncularına, dört maç daha oynayacaklarını ve kazanan taraf olacaklarına inandığını söylediğinde, belki de hiç de beklemediği bir cevap almıştı: “Merak etme koç. 3 maç sonra Final Four’dayız…”

Euroleague’de ev sahibi takımlardan sadece Maccabi Tel Aviv seride 1-0 geride ki genç Partizan ikinci maçı kaybetse dahi müthiş bir avantajı cebine koyarak Belgrad’a dönecek.

Diğer eşleşmelerde CSKA Moskova, Rusya’da Caja Laboral’ı 86-63 ile farklı bir şekilde geçerek adeta dondururken, bütçesi NBA takımlarıyla eş değer Olympiacos da Polonya ekibi Asseco Prokom’u dişlerini sıkmasına rağmen 83-79 ile geçebildi.

Regal Barcelona - Real Madrid maçı için o kadar avuçlarımızı ovuşturmamıza rağmen, parkede Lionel Messi - Christiano Ronaldo rekabeti bulamadığımız için istediğimiz tadı alamadık. Herhalde o heyecan için 11 Nisan’da Nou Camp’daki futbol maçına kadar beklememiz lazım…

24 Mart 2010


Avrupa’nın önde gelen 1. ve 2. ligleri (İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya, Fransa, Portekiz, Yunanistan) ,Turkcell Süper Lig ve Bank Asya’yı da içine alan toplam 16 ligin takımlarından en uzun yenilmezlik serisine sahip olan ilk üç takımı araştırdım. Araştırmaya başlamadan bir tahmin yaparsam kaçını tuttururum dedim kendi kendime. Sonunda baktım ki ancak birini tutturabildik. Doğru tahmin ettiğiniz takımlar olacaktır ama özellikle aralarından bir tanesine hepinizin bizim kadar şaşıracağınızı düşünüyorum.

Bu sıralamayı yaparken Avrupa Kupası maçları, hazırlık karşılaşmaları ve kendi ülkelerinde oynadıkları kupa mücadelelerini işin içine katmak adil bir karşılaştırma yapmamızı engelleyeceğinden sadece lig maçlarını kapsayan bir istatistik yaptım. Yakaladıkları uzun yenilmezlik serileri bu takımlardan birinin şampiyonluk yarışında rakipleriyle aralarındaki puan farkını kapatmalarını sağladığı gibi, diğerlerini de kendi liglerinde şampiyonluğun en önemli adayları konumuna getirdi.

Ranieri Dokunuşu
Listenin ilk sırasında İtalya Serie A’da sezona kötü başlangıç yaptıktan sonra toparlanan ve oynadığı son 19 maçta da yenilmeyen Roma var. Roma yönetimi, sezonun ilk iki maçındaki mağlubiyetlerinden sonra teknik kadroda değişikliğe gitmenin yararlı olacağını düşünerek Luciano Spaletti'yle yolların ayrılması kararını aldı. Yerine İtalyan futbolunu ve ligini çok iyi tanıyan Claudio Ranieri'nin getirilmesi başlangıçta her ne kadar sıkıntılar yaratsa da, ne kadar doğru bir karar olduğu zaman içinde ortaya çıktı. Sonuç olarak 28 Ekim 2009 tarihindeki Udinese maçında alınan 2-1'lik yenilgiden sonra ligde oynadığı 19 maçı da kaybetmemesi Roma’nın şampiyonluk yarışının son haftalarına girilirken hala iddiasının bulunabilmesinin önemli sebebi olarak gözüküyor. Ligde topladığı 56 puanın 45’ini bu 19 maçın 13’ünü kazanarak ve 6’sında berabere kalarak elde etmiş oldu. İtalya Serie A’da ki yenilmezlik rekorunun 58 maçla Milan'a ait olduğunu düşündüğümüzde 19 maç belki az gibi gözükebilir fakat Avrupa’nın İngiltere ve İspanya’dan sonra en iyi üçüncü ligi olarak kabul edilen liginde hiç de küçümsenmeyecek bir rakam olduğu aşikâr.

Bank Asya Mucizesi
Yazımın başında söylediğim sürpriz takımı açıklamanın sırası geldi. Sıralamanın iki numarasında 18 karşılaşmayla Bank Asya 1. Lig’de şampiyonluğun en büyük adayı Kardemir Karabükspor var. Sezon başında kurulan mütevazı kadroda pek de tanıdık isimler olmaması, rakiplerinin Süper Lig’de miadı dolan futbolcularla kadrolarını güçlendirmesi Karabükspor’un şampiyonluk yarışında göz ardı edilmesinin en önemli sebeplerinden biriydi. Yönetimin diğer doğru hamlesi yabancı transferindeki seçimleri oldu. Güney Afrika 2. ligi (Sahil Ligi) ekiplerinden FC Cape Town’da gol krallığı yaşamış Nijeryalı Emmanuel Emenike’nin kadroya katılması ve bu oyuncunun beklenenin üstünde bir performans gösterip adım adım gol krallığına ilerlemesi takımına yaptığı katkının en açık göstergesi durumunda. Türkiye’de Afrikalı oyuncular denildiği zaman akla gelen ilk isim olan İlhan Cavcav’ın bu oyuncuyu kadroya katmak istemesi fakat transferin yabancı kontenjanına takıldığı için gerçekleşmemesi söylentisi de var bu arada.
Karabükspor bu sezon 1. Lig’de oynadığı 27 maçta aldığı sadece 2 yenilgiyle Turkcell Süper Lig’i diğer takımlardan daha fazla hak ettiğini herkese kanıtladı. Bu hafta sonu oynadıkları Bucaspor maçını kazanarak yenilmezlik serisini 18 maça çıkaran Karabükspor ayrıca bu maçların 15’ini kazanarak 1. ligde alışık olmadığımız bir senaryoyla karşılaşmamızı sağladı. Bank Asya'da deplasmanda puan ya da puanlar alma zorluğunu bu ligin takipçileri gayet iyi bilir. Mücadele ağırlıklı sert futbol, kazanmaya değil de kaybetmemeye oynayan takımların çokluğu ve sahaların zeminlerinin futbol oynamaya müsait olmaması bu zorlukların başlıca nedenlerinden. Son 8 deplasman maçında alınan 6 galibiyet ve 2 beraberlik de göz ardı edilmemesi gereken başka bir başarının kanıtıdır. Bu sebeplerden dolaydır ki Kardemir Karabük’ün bu serisini azımsamak bu başarıyı gölgelemek olur. Büyük bir sürpriz yaşamazlarsa Karabük’e şimdiden gelecek sezon için Süper Lig’de başarılar diliyoruz.

Şampi... Rangers
Yenilmezlik serisi kategorisinin son sırasında Avrupa Kupalarında her ne kadar başarılı bir sezon geçirmemiş olsa da İskoçya Premier Ligi'ni domine eden Glasgow Rangers bulunuyor. Lig de oynadığı 28 maçın sadece birinde yenilen Rangers yaptığı son 16 lig mücadelesinde de mağlup olmayarak şampiyonluğun en önemli adayı haline geldi. İskoçya’da bu daldaki rekorun sahibi üst üste 68 maç yenilmeyen Celtic olduğunu düşünürsek çok da çekişmeli bir lig olmayan İskoçya Premier ligde 16 maçlık serinin çok da büyütülememesi gerektiği kanısındayım.

23 Mart 2010


Bank Asya 1. Lig’de 27. haftanın sonu itibariyle 15 takım, teknik adam değişikliğine gitti. Toplamda 33 farklı teknik direktör görev şansı bulurken, dört tanesi ikişer takımın başına geçti.

Bank Asya 1. Lig’de son 7 haftaya girilirken 1. Ve 18. sıranın sahipleri artık hemen hemen belli. Diğer sıralar için ise kıyasıya mücadele devam ediyor. Son haftaya kadar süren bu rekabet ortamı ve takımların birbirlerinden bir türlü kopamamaları, Bank Asya 1. Lig hakkında hep övgüyle bahsedilmesinin ilk sebeplerindendir. Ancak işin aslını biraz irdeleyince kolayca anlaşılıyor ki bu rekabetçi yapının asıl sebebi bütün kulüplerin topyekün ortak olduğu plansızlık ortamı ve bu ortamın yarattığı fahiş yönetimsel hatalar. Plansızlığın kendini en açık belli ettiği konu ise teknik direktör seçimleri. Daha 3. haftada Giresunspor teknik direktörü Yüksel Yeşilova’nın kovulmasıyla açılan kıyım sezonunun sonucunda daha sezonun bitmesine yedi hafta varken 15 takım, teknik direktörünü değiştirdi. Bu takımlardan dört tanesi, Karşıyaka, Çaykur Rizespor, Orduspor ve Kocaelispor ise ikinci teknik direktörleriyle de yollarını ayırarak üçleme yaptılar. Sonuç olarak Bank Asya 1. Lig’de bu haftaya kadar 33 farklı teknik adam görev yaptı. Neredeyse takım sayısının iki katı. Görünen o ki kulüp yönetimleri yarattıkları bu inanılmaz istihdam fırsatıyla bacasız endüstri benzetmesini turizmin elinden almak niyetindeler.

Karabük, Kartal ve Dardanel İstikrarlı
Teknik direktör değiştirmeyen üç takımdan birisi tahmin edilebileceği gibi lider Kardemir Karabükspor. Sezona Yücel İldiz’le başlayan Karadeniz ekibi, ilk haftalarda istenilen performansı gösteremese de zaman geçtikçe parmak ısırtan bir form grafiği yakaladı. Emin adımlarla Turkcell Süper Lig’e yürüyen Karabükspor tam 18 haftadır yenilmiyor. Teknik direktörlerine güvenen diğer iki kulüpte ise istikrar aynı sonucu vermedi. 27. Hafta sonunda 10. sırada bulunan Kartalspor, politikasını ne aşağıya ne de yukarıya olarak belirlemiş bir kulüp. Yıllardır tüm enerjilerini, ilk yarı olabildiğince çok puan toplayıp ikinci yarıyı ağrısız sızısız geçirmek için kullanıyorlar. Her sezona şampiyonluk hedefiyle başlamayan nadir kulüplerden birisiler. Zaten bu sebeple, Kartalspor'dan kovulmak hayli zor bir iş. Çanakkale Dardanelspor’da ise ahde vefa durumu söz konusu. Küme düşseler bile Mustafa Meteertem’in işini kaybetmesi zayıf bir ihtimal. 1994 senesinden beri camianın içinde olan bir isim. Dardanelspor bünyesinde, genç takım antrenörlüğünden, geçtiğimiz sezon takımı 1. Lig’e çıkartan hoca olmaya kadar uzanan bir kariyeri var. Bundan sonra da Mustafa hoca bırakmadıkça yollar zor ayrılır.

7’si İstifa Etti
Gerçekleşen on dokuz görev değişikliğinin yedisi istifa yoluyla oldu. Mehmet Şansal, Ekrem Al, Fuat Yaman, Kemal Kılıç, Bünyamin Süral, Serhat Güller ve Turhan Özyazanlar kötü gidişe dur diyemedikleri sebebiyle istifa eden teknik direktörler oldular. Ekrem Al, hem Adanaspor’dan hem de Orduspor’dan istifa etti. Son düşen habere göre, daha önce Altay'dan istifa eden Fuat Yaman da bugün aynı sezondaki ikinci istifasını vermiş ve Konyaspor'dan ayrılmış.

Giresunspor’a Değişiklik Yaradı
Teknik direktörlerin maç başına kazandırdıkları puanlar karşılaştırıldığında, değişikliğin en çok yaradığı takım olarak Giresunspor göze çarpıyor. Yüksel Yeşilova ve Levent Eriş dönemleri arasında maç başına 1.33’lük puan farkı var. Giresunspor’un ardından ise 0.94 puanlık artış sağlayan Orduspor geliyor. Bu yükselişi sağlayan Ekrem Al’ın görevinden alınması ve yerine getirilen Ahmet Akcan’la birlikte 0.14 puanlık bir gerileme yaşanması ise oldukça ilginç bir detay. Aynı şekilde takımını yükselişe geçirmesine rağmen görevine son verilen bir diğer isim ise Karşıyaka’da 13. ve 22. haftalar arasında görev alan Ümit Turmuş. Aynı Orduspor’da olduğu gibi Karşıyaka’da da 2. değişikliğin etkisi olumsuz oldu. Çaykur Rizespor’da ise yapılan iki görev değişimi birden puan ortalamasında düşüşle sonuçlandı. Maç başına 1.5 puan ortalama tutturan Oktay Çevik’in yerine gelen Mehmet Şansal 1, onun ardından görev alan Ümit Kayıhan ise 0.71 puan ortalamalarına ulaşabildiler.

Toplamda takımların yaptığı on dokuz görev değişikliğinin on ikisi puan ortalamasının artışıyla sonuçlanırken, yedisi sorunlara çare olamadı. Teknik direktör değişikliğinin ardından özellikle ilk haftalarda beklenmedik puanlar kazandıkları gerçeği göz önünde bulundurulursa, ortaya çıkan %63’lük genel başarı yüzdesinin çok düşük kaldığı iddia edilebilir.

En Başarılısı İldiz
Görev aldığı haftalar içinde en yüksek puan ortalamasını tutturan teknik adam doğal olarak Karabükspor’un hocası Yücel İldiz. İldiz’in ortalaması maç başına 2.33 puan. Ardından 2 puanla Bucaspor’un hocası Özcan Kızıltan ve 1.91 puanla Konyaspor’un 22. haftada görevine son verilen teknik direktörü Hüsnü Özkara geliyorlar. En düşük ortalamaya sahip teknik adam ise görev şansı bulabildiği üç maçta ortalama 0.33 puan alabilen Yüksel Yeşilova. En az beş maç şans verilen teknik adamlar arasından ise 0.40’ar ortalama ile Fuat Yaman ve Coşkun Demirbakan en düşük ortalamaya sahip olanlar.

21 Mart 2010

Türk Hava Yolları, Barcelona'ya sponsor olduktan sonra, ne gereği vardı diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktu. Arsenal'in göğsünde Emirates'i görünce, vay be adamlara bak diyenler, THY'ye nedense sadece kamyon arkası yazılarını reva gördü. Daha sonra, Barcelona'yı bir başka dünya devi, Manchester United takip etti. Bugün gördüm ki, THY sahiden büyük iş başarmış. İngiltere'nin en önemli rekabeti olan Manchester-Liverpool maçında saha kenarındaki reklam panolarında THY'nin reklamını her gördüğümde ayrı bir keyiflendim. Bu maçı dünyada kaç ülke canlı veriyor bilmiyorum ama epey bir insana ulaştığına hiç şüphe yok. İzleyenler arasından büyük bir bölüm reklamların farkına muhakkak varmıştır. Bu da THY'ye büyük katkı sağlayacaktır. Helal olsun diyorum. Devamını bekliyorum.

 
Meşale Kokusu