-->

23 Ağustos 2011



Play-off; veya playoff; belki de play off. Bunca yıldır çeşitli sporlarda kullanmamıza rağmen, henüz nasıl yazacağımızı bile bilemediğimiz bir sistem. Galiba doğruya en yakını play-off ama futbolumuz için doğruluğunun d’sinden bahsetmek bile mümkün değil.

Konuyu mevcut bir örnek üzerinden incelemek en doğru yöntem olacaktır. Bank Asya 1. Lig’de play-off denen illet tam 6 sezondur uygulanıyor. İlk önce tek maçlı eliminasyon, ardından tek devreli lig, son olarak da rövanşlı yarı final ve tarafsız sahada final. Statüler değişse de play-off’un adaletsizliği hep baki kaldı. İlk ikinin direkt çıktığı Bank Asya’da, bugüne kadar ligi 3. bitiren hiçbir takım Süper Lig’e yükselemedi. Yükselen takımların ise 3’ü asansör olurken, 1’i de bir sezon gecikmeli düştü. Kalıcı olmayı başaran tek takım ise Eskişehirspor.

Üçüncü olan takımların başına geleni açıklamak için lanet gibi bir şey uydursak, Türk futbolunun batılıdan bâtıla gidişine çok uygun bir yöntem izlemiş oluruz ama kazın ayağı öyle değil. Üçüncü demek, ikinciliği en yakın farkla kaçırmış olan demek. Yani şansını son ana kadar sürdürmüş, diğerlerinden daha çok yorulmuş ve elinden kaçan fırsatın etkisiyle morali en çok bozulmuş olan. Şimdi Süper Lig’de de normal sezonda ipi göğüsleyen takım doğal olarak, “Hayda, bu kadar uğraştık, didindik, 6 maç daha mı” diyecek ve yola son derece azalmış bir motivasyonla devam edecek.

Bu garabetin bir diğer falsosu ise play-off’a kapağı atan takımların son haftalarda sergilediği performanslar. Bir basamak daha yükselebilme ihtimalinin peşinde birkaç hafta daha koşmak yerine, sakin sakin play-off’a hazırlanmak yıllardır uygulanan standart yöntem oldu ve Süper Lig’de de farklı bir manzara beklemek ancak hayalcilik olacaktır. Öyle artan heyecanlar falan kuantum fiziği kadar teorik maalesef.

Telafisi olmayan maçlarda yaşanacak hakem hatalarının yaratacağı infial, fazladan oynanacak derbilerle derbi kavramanın içinin boşalması, şampiyonun belirleneceği bir Fenerbahçe-Galatasaray maçının ardından çıkacak olaylar gibi örnekler de bu sistemin saçmalığıyla ilgili ilk akla gelenlerden bazıları.

Futbol gibi 3 puanlı sistemin uygulandığı, beraberliğin olduğu ve bu sebeplerle 34 haftanın sonunda çok büyük ihtimalle hak edenin şampiyon olduğu bir sporda play-off’a yer olmadığı açık ve net. Bu işe karar verenlerin de bunu görememelerine imkan yok ama onların hesabı bizimkinden biraz farklı işliyor. Mevcut gündem yüzünden bu sene edilecek zarar, 12 fazla maçın yaratacağı gelirle bir ölçüde telafi edilmeye çalışılacak. Pislikler halının altına süpürülüp, yayıncı kuruluşa dükkanın anahtarları teslim edilerek. Bir diğer deyişle, bu sene zarar edilmesine sebep olan hiçbir şeyi çözmeden, başımıza bir de play-off belası peydahlayarak.

0 yorum:

 
Meşale Kokusu